
Kötüniyet tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında iş güvencesine dahil olmayan işçilerin iş sözleşmelerinin haksız feshedilmesi durumunda başvurabilecekleri bir yoldur.
İş güvencesi kapsamına girmeyen işçilerin iş sözleşmesinin kötüniyetle feshedilmesi durumunda işveren, belirli bir miktar tazminat ödemekle yükümlüdür. Kötüniyet tazminatı hem 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda hem de 4857 sayılı İş Kanununda düzenlenmiştir.
Ayrıca ifade edilmelidir ki kötüniyet tazminatı ile ihbar tazminatı birbirinden bağımsız kavramlardır. Başka bir deyişle kötüniyet tazminatına hükmedilmesi şartları varsa ihbar tazminatına hükmedilmesine engel değildir. Bir örnekle ifade etmek gerekirse, kanunda belirtilen ihbar sürelerine uymadan bir işçinin iş sözleşmesine son veren işveren ihbar tazminatı ödemekle yükümlü olacağı gibi iş sözleşmesini kötüniyetle feshetmişse ayrıca kötüniyet tazminatı da ödemekle yükümlüdür.
Türk Borçlar Kanununda Kötüniyet Tazminatı
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu‘nun 423.maddesinde hizmet sözleşmesinin fesih hakkını kötüye kullanmak suretiyle feshedilmesi halinde işverenin işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir.
İş Kanununda Kötüniyet Tazminatı
4857 sayılı İş Kanunu‘nun 17.maddesinde iş sözleşmesinin fesih hakkını kötüye kullanmak suretiyle feshedilmesi halinde işverenin işçiye fesih bildirim süresine ait ücretin üç katı tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu ifade edilmiştir. Ancak İş Kanunu kapsamında kötüniyet tazminatı alabilmek iş güvencesi kapsamında olmamak gerekir.
Kötüniyet Tazminatının Şartları
4857 sayılı Kanunun 17.maddesinde tazminat alınabilmesi için gerekli şartlar ifade edilmiştir. Buna göre,
-İşyerinde otuzdan az işçinin çalışıyor olması (iş güvencesi kapsamında olmamak),
-İşçinin işyerinde sürekli çalışıyor olması,
-İş sözleşmesinin feshinin kötüniyetli yapılmış olması,
-İş sözleşmesinin belirsiz süreli sözleşme olması, halinde işçi kötüniyet tazminatına hak kazanır.
İşçinin sürekli çalıştığı işyerinde otuzdan fazla işçi çalışıyor ise, bir diğer deyişle işçi iş güvencesi kapsamında ise bu halde işçi, işe iade davası açabilir. İşe iade davası sonucunda işçi işe iade edilir ve işveren işçiyi işe başlatmazsa işçi, işe başlatmama tazminatına hak kazanır. Sonuç olarak, iş güvencesi kapsamındaki işçiler şartları varsa işe başlatmama tazminatı, iş güvencesi kapsamında olmayan işçiler ise, kötüniyet tazminatı talep edebilirler.
Kötüniyet Tazminatına Hak Kazanılan Örnek Durumlar
-İşçinin sendikal sebeplerle iş sözleşmesinin feshedilmesi,
-İşçinin işveren aleyhine mahkemede tanıklık yapması,
-İşçinin işverene dava açması,
-İşçinin işvereni kamu kurum ve kuruluşlarına şikâyet etmesi,
-İşçiye gebelik, doğum vb. sebeplerle eşit davranılmaması gibi durumlar kötüniyetli feshe örnektir.
Ancak kötüniyetin varlığını iddia eden iddiasını ispatla yükümlüdür. Bu bakımdan tek başına böyle bir durumun olması yeterli değildir. Feshin kötüniyetle yapıldığının ispat edilmesi gerekir.
Kötüniyet Tazminatı Ne Kadardır?
4857 sayılı Kanunun 17.maddesinde ihbar süreleri belirtilmiştir. Bu kapsamda,
-İşi altı aydan daha süren işçi bakımından ihbar süresi iki hafta iken tazminat üç katı olacağından altı hafta üzerinden hesaplanır.
-İşi altı ile bir buçuk yıl arasında sürmüş işçi bakımından ihbar süresi dört hafta iken tazminat üç katı olacağından on iki hafta üzerinden hesaplanır.
-İşi bir buçuk yıl ile üç yıl arasında sürmüş işçi bakımından ihbar süresi altı hafta iken tazminat üç katı olacağından on sekiz hafta üzerinden hesaplanır.
-İşi üç yıldan fazla sürmüş olan işçiler bakımından ihbar süresi sekiz hafta iken tazminat üç katı olacağından yirmi dört hafta üzerinden hesaplanır.
Sonuç
Sonuç olarak kötüniyet tazminatı, iş güvencesi kapsamında olmayan ve belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiler bakımından iş sözleşmesinin işveren tarafından kötüniyetle feshedilmesi durumunda hak kazanılan bir tazminattır. Feshin kötüniyetle yapıldığının işçi tarafından ispat edilmesi gerekir.